Aslında yoktum ki...




Bendim o, karanlıkta minik bir ışığın yansıması gibi. Bildin mi? Girmiştim bulduğum ilk kapıdan içeri. Yavaşça süzülen, emeklemeyi yeni öğrenmiş çocuk gibi. Beni hissettin mi peki? Sonra içinden geçmiştim, bembeyaz bir hayalet gibi. Bir an ürperdin, ölümden korkan bir günahkar gibi. O kadar hızlıydı ki anlık beraberliğimiz, geçti gitti işte bir rüzgar gibi. Şimdi boşlukla dolu tüm oda, gittim çünkü yokum artık orada. Ardından baktıkça tek gördüğün bir yansıma. Yalandı aslında hepsi, doğru dediğin zaten yalanın tersi değil miydi ki? Çıkınca tekrar emeklemeye başladım ya şimdi, öğrendiklerim öğrenmediklerimin yanında bir hiçmiş belli. Yürüdüğümü belli  etmiyorum ben eskisi gibi, iz bırakmak en saçması aynıyım yine belli. Peki hatırladın mı beni şimdi? Hayırlarla dolusun zaten, beklemezdim ki asla bir eveti. Duyguyla yoğrulmuş duygusuzluğun hamuru gibi kaskatıyım artık, tek hissettiğim yorgunluk ve bıkkınlık. Anlam dedik anlamsızlaştık. Tek farkımız ben zaten hiç yoktum,
sahteydim, anlıktım, duruldum, gerçek olanlar arasında kendimi buldum. Zaman geçerken yavaşça, gerçeklerle başbaşasın artık, yaklaşmakta olan anları kovalıyorsun hızla, umarsızca. Arkana bakma huyun yoktu ki zaten asla. Daha nelerini bildim ben senin aslında, minicik zamana sıkıştırmıştım hepsini, ayırmadım anların birini diğerinden ya, bütün bebeklerini seven çocuk gibi. Saçmaydı, umutsuzcaydı, bir yıkıntının en altında sağ kalmışı aramaktı. Kazdım en derinlerine kadar, hissetmeyene kadar ellerimi, gücümü ümidim sanmıştım, canlandıracaktım belli şeyleri sanki. Ama ben de gerçek değildim, hissetmiyordum, sanıyordum, bitmiştim. Çıktım sandım, düşmüştüm artık hiç kurtulamazdım. Yukarıdan hiç baktın mı da sanki? Arkana dönseydin, bir ihtimal belki. Kayboldukça gülümsüyorum yine, bildiklerime ve bilmediklerime. Sahtelikle doluyum, bir gerçek olamadım belki de. Bulamadım yön, gittim sandım, diyemedim kendime dön geri dön. Korku sararken her yerimi, kendimden korkmak gerekmiş aslında anladım şimdi. Başarabildim mi? Hiçliğin kendini var sayması gibiydi benimki, her soğukluğun bir sıcağı araması gibi. Hükmedemediğim zamana yakındım, sonsuzluğa bağırdım, sıkışmıştım, kalmıştım. Aradıkça tozlandım, durdukça canlandım, ama asla bulamadım. Beni gördün sandım, utandım. Ben senin için kaldım, aslında asla uzanamadım. İstenmedim, sadece döndüm dolaştım. Ağladığım gözyaşlarımla ıslatamadım. Çığlıkları tek çözüm sandığım anda fark ettim, asla ama asla duyuramadım. Ne yaptığımı sandım ki, yoktum ben değil mi? Çünkü bendim o, karanlıkta minik bir ışığın yansıması gibi, bildin mi?

0 voices:

Post a Comment

I love all the people who babble!

Whisper